Geçtiğimiz günlerdeki “Sevdiklerinize Sarılın” paylaşımında sarılmanın iyileştirici gücünden bahsetmiştim. Bugün de çocuklarımıza sıklıkla sarıldığımızda bir yaşam boyu onlara hangi pozitif etkileri oluyor onu konuşalım istedim.
Doğumdan başlayarak kurulan sıcak tensel temas güvenli bağlanmanın temelini atıyor. Bebekle sık sık sarılma, emzirme, günlük yapılan masaj gibi dokunarak yapılan temaslar anne bebek ya da baba bebek arasındaki bağlantıyı güçlendiriyor. Dokunmanın ve sarılmanın büyüdükçe de yakınlığın ifadesi olarak devam etmesini öneriyorum; çünkü yaşamın her aşamasında o kurulan bağlantının hatırlanmasını ve hissedilmesini sağlıyor.
Sarıldığımızda ve temas ettiğimizde “aşk hormonu” ya da “kucaklaşma hormonu” adı verilen OKSİTOSİN vücuda salgılanıyor. Bu hormon ilk olarak kanda salgılandığında rahim kasılmalarına yardımcı olması ve doğumu başlatmasıyla keşfedilmiş. Zaman içinde beyinde salgılandığında bilişsel, duygusal ve sosyal davranışlarımızda farklı etkileri bulunmuş.
Temelde, bir kişi ya da bir grup insanla olumlu bir etkileşim yaşayıp yüksek seviyede oksitosin salgılandığında; bu insanları güvenilir bulup onlara karşı olumlu hisler besleriz. Bu insanların dışındakilere karşı daha temkinli oluruz. Arkadaş çevremizi ya da ailemizin kimler olduğunu böyle belirleriz.
Oksitosin sosyal hafızada da önemli bir rol oynuyor. Hafızamız oksitosin salgıladığı bir anıyı, oksitosin salgılamadığı başka olaylara kıyasla daha olumlu anımsıyor. Yani; dünyayı yeni anlamlandırmaya çalışan bir bebeği düşününce; ailesi ve yakınlarına karşı nasıl bir algı oluşturduğunu ve anılarında nelerin yer edeceğini anlayabiliriz.
Bu yüzden bol sarılmalı, bol etkileşimli anılar yarattıkça çocuğumuzun genel olarak daha iyimser, daha mutlu bir ruh haline sahip olacağını ve daha güvenli hissedeceğini söyleyebiliriz.
Kaygı, endişe ve korku gibi duyguları daha az deneyimleyip, sevgi ve güvenlik duyguları ağır basacağı için daha huzurlu ve stabil bir uyku düzenine sahip olacağı da öngörülebilir.
Hep söylediğim bir şey var: Bağ = güven = etki. Daha mutlu ve bağlantı içindeki ilişkide kendini güvende hisseden çocuğun üzerinde anne babanın etkisi daha güçlü olacağından çocuk işbirliğine de açık olur. Ailece daha az çatışma, daha fazla aynı tarafta olma deneyimi yaşayacağınız kesin.
Biz kendi ailemizde “aile sarılması” yapıyoruz bazen. Ben, eşim ve kızım aynı anda sarılıyoruz birbirimize. O anda “aile” olmanın bağlantısını, sevgi akışını, güvenini hepimiz deneyimliyoruz.
Hepimiz hayatın her döneminde güvenlik, değerlilik ve sevgi deneyimi yaşamak istiyoruz. Basit bir sarılma bu duyguların hepsini bize yaşatıyor. En güzel tarafı da sarılmak her zaman karşılıklı gerçekleşiyor. 🙂