Çocuğunuz Hata Yapabilir Mi?

Çocuklarımıza hata yapma hakkını ne kadar veriyoruz?

Hata yaptıklarında onlara ne kadar kabulle yaklaşıyoruz?

“Olabilir” deyip teselli etmeye çalıştığımızda bile acaba gerçekten içimiz rahat mı? Yoksa gözlerimizde hayal kırıklığını görebiliyorlar mı?

Bence pek çoğumuz kafamızdaki mükemmel çocuk yetiştirme isteğiyle hataları tolere etmekte zorlanıyoruz. Ve çocuklar belli etmek istemesek bile o onaylamama bakışlarını hissediyorlar.

İlk yıllardan itibaren anne babanın onayı onlar için o kadar önemli ki; biz bu hakkı çocuklarımıza tanımadığımızda zaman içinde mükemmel yapamayacakları şeyleri denemek bile istemiyorlar. Denemekten kaçınmak aslında onları yaşamaktan alıkoyuyor.

Kendi çocukluğunuzu düşündüğünüzde hata yaptığınızda nasıl tepkiler aldınız? Eğer çok yüksek beklentilerle bizi varlığımızla değil de davranışlarımızla değerlendirdiğini hissettiğimiz ebeveynlerimiz olduysa bugün biz de çocuklarımıza bunu yansıtıyor olabiliriz.

Çocuğumuz köpeğe hiç benzemeyen bir köpek çizdiğinde, yıl sonu gösterisinde hareketleri yanlış yaptığında, yemek yerken üzerine döktüğünde, mum gibi oturup dersi dikkatle dinlemek yerine odada gezindiğinde, sınavda hatalar yaptığını öğrendiğimizde endişelenmeye başlıyoruz. Ve içimizden bir ses diyor ki; “Bu çocuk başarılı olamayacak. Baksana bu kadar basit bir hareketi bile yapamadı. Hala dökmeden yemek yemeyi öğrenemedi. Derslerini de dinlemiyor. Olmadı bu çocuk. Olmayacak” Geleceğe dair ona layık gördüğümüz mükemmel hayata kavuşamayacak endişesini taşıyoruz. Ve kim bilir o endişeyi ona nasıl yansıtıyoruz? Bazen bir öfke patlaması, bazen sitemkar bir cümle, bazen ders verir nitelikte uzun konuşmalar, yargılamalar, etiketlemelerle çocuklarla güven bağımızı yıpratıyoruz. Ya da yukarıda da söylediğim gibi bazen hiçbir şey söylemeden bir bakış bile çocuğun o duyguyu almasına yetiyor.

Bu konuyu gerçekten kendi içimizde çözmek gerekiyor. Bir hata karşısında “Şimdi neden böyle tepki verdim?, Neden sinirlendim?, Neden hayal kırıklığı yaşıyorum?, Neden endişe ediyorum?” sorularını kendimize sormak iyi bir başlangıç olabilir.

Hatalardan öğrenmek insanı en çok büyüten şey.

Kendine hata yapma hakkını tanımak çok özgürleştirici. Bu kendimiz için de böyle; çocuklarımız için de… Hatta hata yapmadan büyümek, pek çok kez farklı alanlarda düşüp ayağa kalkma tecrübelerini yaşamadan dirençli bir yetişkin olmak mümkün değil.

O yüzden bırakın hata yapsınlar. Engel olmayın, yapacakları tüm hataları önlemeye çalışmayın. Hata yaptıklarında yargılamadan yanında olduğunuzu gösterin, her şekilde sevdiğinizi hissettirin. İyi bir anne baba olarak yapabileceğiniz en iyi şey bu. Bir de gerekliyse (konuya bağlı) hatanın sonucunda kendisi üzüldüyse o anda değil; ama sonrasında sakin bir zamanda ne öğrendiği, bir daha aynı hatayı yapmamak için neler yapabileceği, nasıl telafi edebileceği, bu hataya nelerin sebep olduğu konularında bir sohbet başlatabilirsiniz. Sözü olabildiğince ona bırakmayı ve onu dinlemeyi hatırlayın.

Hatası bir başkasını etkilediyse özür dilemeyi öğretin ona. Bu da başka bir yazı konusu. Çünkü hatayı yapar yapmaz “hadi arkadaşından ya da kardeşinden özür dile!” diye zoraki yaptırmak öğretmez ona özür dilemeyi. Başka bir yazıda bu konuya değineceğim.

“Hata yapmaktan korkmayan; dolayısıyla hata yapan insanları arayıp bulun. Onlar tam olarak dünyayı değiştiren türde insanlardır.” demiş Paulo Coelho. Hata yapmak demek kendini ortaya koyma cesaretini göstermiş olmak demek. Ve bu başlı başına kutlanması gereken bir durum.

Bunları okumak size neler hissettirdi?

Aklınıza çocukluğunuza dair neler geliyor? Hatalarınıza anne babanız, öğretmenleriniz nasıl tepki verirdi?

Bunların sizde yansıması nasıl oldu? Kendinizde neleri fark ediyorsunuz?

Bir dahaki sefere çocuğunuzun hatası karşısında hissettiğiniz duygunun altında yatan ihtiyacınızı tanımlamaya çalışabilir misiniz?

Benimle paylaşırsanız çok sevinirim. İçten sevgilerimle.

Bu yazıyı paylaş

Yorum bırakın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Scroll to Top