Selçuk Şirin’in Yetişin Çocuklar isimli kitabını mutlaka tavsiye ediyorum. En kısa zamanda ilham aldığım kitaplar başlığı altında yorumlarımı okuyabilirsiniz. Zaten ileriki zamanlarda kitaptan daha pek çok paylaşım da yapacağım.
Bugün kitaptan alıntı yaparak sizinle paylaşmak istediğim konu; çocuk yetiştirme çerçevesi. Çocuklarımızı yetiştirirken birbirini destekleyen üç gelişim alanında onları destekliyoruz. 1) Fiziksel Gelişim 2) Zihinsel (bilişsel) Gelişim 3) Sosyal-Duygusal Gelişim.
Fiziksel Gelişim çocuğun fiziksel olarak sağlıklı gelişimini kapsıyor. Bunun içine genetik etkenler, çevresel faktörler, annenin doğum öncesinden başlayarak huzuru ve sağlığı, beslenme alışkanlıkları, düzenli doktor kontrolleri, aşı takviminin takibi, ergenliğe geçişte doğru yönlendirme, düzenli fiziksel aktivite için fırsat verilmesi ve teşvik edilmesi gibi konular giriyor.
Zihinsel gelişim, hem beyin gelişimini hem de algı ve bilgi işlem becerilerini kapsıyor. Zihinsel gelişimin kritik evresi “okul öncesi dönem” yani kabaca 0-6 yaş arası dönemdir. Beyin gelişiminin %90’ı ilk üç yılda tamamlanıyor. Başka hiçbir gelişim döneminde bu dönemde olduğu kadar hayati öneme sahip zihinsel gelişim gerçekleşmiyor… Eğer çoçuğunuzun zihinsel potansiyeline ilk yıllarda gereken yatırımı yapmazsanız, sonraki yıllarda bunun telafisi çok zor oluyor…
Duygusal ve sosyal gelişim alanı; çocukların sağlıklı bir şekilde önce en yakınındaki anne ve babaya bağlanmasını, sonra çevreleriyle yetkin bir şekilde iletişim kurma becerilerini kapsıyor. Yapılan araştırmalar ilk yıllarda annesiyle ya da bir başka yakınıyla güvene dayalı bir bağ kuramamış olan çocukların ileriki yıllarda bu ihtiyacı çok zor kapattığını gösteriyor.
Duygusal gelişim zihinsel gelişimin de anahtarı… Duygularını kontrol etme becerisi gelişmemiş çocuklar zihinsel potansiyellerini açığa çıkarmakta çok güçlük çekiyorlar. Örneğin; hayal kırıklığını bastıramayan, öfkesini kontrol edemeyen çocuk, duygularını gerektiği gibi düzenleyemediği zaman hem arkadaşları ve yetişkinlerle ilişkilerinde sorun yaşıyor, hem de kendi zihinsel becerilerini odaklanması gereken noktaya odaklayamıyor.
Ebeveynlerin çocuklarına katacağı en önemli erken kazanımlardan biri, çocuklarının duygularını tanımaları ve bu duyguları daha etkin bir şekilde düzenlemelerini sağlamak olacaktır.
Bu üç alan birbiriyle oldukça girift bir ilişkiye sahip. Bir alanda olan başka bir alanı doğrudan ve dolaylı olarak etkiliyor… Dolayısıyla, biz yetişkinlere düşen görev, bu alanların her birini ayrı ayrı önemsemek. “Ben çocuğun okulda başarısına bakarım; sosyal gelişim, duygusal gelişim ikinci planda” derseniz, kısa vadede olmazsa da uzun vadede bunun faturası muhakkak çıkıyor. (Yetişin Çocuklar, Sf: 31-35)