Seni Merakla Dinliyorum

Hepimiz çocuğumuzu dinlediğimizi iddia ediyoruz; ama “gerçekten” dinliyor muyuz? Dinlemeyi biliyor muyuz?

Çoğu zaman başka bir işle uğraşırken “evet konuş kulağım sende” diyoruz; o sırada yemek yapıyor ya da telefonda bir mesaja cevap veriyor olabiliriz. Sizce karşımızdaki kişi (eşimiz ya da çocuğumuz) bu dinlemeden ne kadar tatmin oluyor?

Bazen daha karşımızdaki derdini anlatırken sözünü kesip veya sonunu beklemeden konuyla ya da konuşan kişiyle ilgili olarak kendi yargımızı yapıştırıyoruz. “Amaaan dert ettiğin şeye bak” “Sen hep fazla hassas oldun, sonucu da bu işte” vb.

Bazen hemen çözümü sunuyoruz. Çünkü biz her şeyi biliyoruz ve konuşan kişi bizim dediğimiz gibi yaparsa ortada sorun kalmaz. “A ne var canım bunda; bak bu işin çözümü bu kadar basit.”

Karşımızdaki kişinin duygularını anlasak bile küçümseyebiliyoruz, ya da abartabiliyoruz… Olduğu gibi duymak gerekiyor halbuki. Bize söyleneni ne eksik ne fazla yargısızca merakla dinlemek gerekiyor.

İşitmek fiziksel olarak duyumuzun çalıştığını gösterir; fakat “etkin dinlemek” söyleneni duymayı, arkasındaki duyguyu ve ihtiyacı anlamayı gerektirir.

Elimizdeki işi, yargılarımızı, çok bildiklerimizi bırakıp sadece karşımızdaki insanı hevesle, merakla, can kulağıyla dinlediğimiz ve duygularını anlayıp kabul edip geri bildirdiğimiz zaman tatmin edici bir dinleme yapmış oluruz ancak.

Böyle dinlenilen bir kişi kendisini anlaşılmış ve güvende hissedecektir. Anlaşılmak güvenli bir ilişkinin temelini oluşturur. İnsanlar anlaşıldıkça ve kabul gördükçe karşı tarafa daha çok şey anlatma isteği duyar. Ve daha çok anlattıkça da paylaşım artar ve ilişkideki güven bağı güçlenir.

Ne dersiniz? Sizce dinlemeyi biliyor musunuz? Çocuğunuzu ya da eşinizi merakla dinleyebiliyor musunuz? Daha etkin dinlemek için neye ihtiyacınız var? Bunu sağlamak için neler yapabilirsiniz? Daha etkin dinliyor olmak ilişkinize nasıl katkı sağlar?

Bu yazıyı paylaş

Yorum bırakın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Scroll to Top