Dünkü yazımda anne olarak bize kendimizi nelerin suçlu hissettirdiğini paylaşmıştım. Harika yorumlarınız için çok teşekkür ederim.
Bugün de bu derinde hissettiklerimizin davranış olarak kendini nasıl ortaya koyduğunu açıklamak istedim.
- Depresyon, Anksiyete, Öfke: Her şeye yetişemediğini, yetiştiklerinle de takdir görmediğini, ya da başkaları kadar iyi olmadığını hissetmenin sonucunda oluşan yetersizlik duygusu kendini depresyon, yüksek seviyede endişe veya öfke patlamaları şeklinde dışa vurabilir. Kendini sürekli mutsuz, yorgun, değersiz, kaygılı hissedebilirsin. Ya da anlam veremediğin öfke patlamaları yaşayabilirsin. Örneğin; çocuğun pişirdiğin sağlıklı yemeği yemek istemeyince birden bağırmaya mı başlıyorsun? Ya da ne desen kabul etmiyor, başa çıkamıyorsun ve “eee yeter artık” diye bağırıyorsun birden. Bu da nerden çıktı? Hiçbir fikrin yok. Altta “ben bu anneliği beceremiyorum” suçluluğu olabilir.
- Olumsuz Düşünceler: Sürekli aklında olumsuz düşünceler dönüyor olabilir. “İşe dönersem bebeğimi ihmal ederim”, “Oyun oynamayı sevmiyorum, ne biçim bir anneyim ben?” “Annelik beklediğim kadar mucizevi bir deneyim değilmiş, ben çok kötü bir insanım.” vs.. Bu düşünceler sık sık tekrarlanınca inanca dönüşür ve kendine verdiğin değer, özsaygın azalır.
- Fazla Sosyal Medya Kullanımı ve Paylaşımı: Çocuğunla fazla ve kaliteli zaman geçiremediğin için derinde suçluluk ve eksiklik hissediyorsan sosyal medyada fazla zaman geçirip herkesin ne yaptığıyla çokça ilgileniyor olabilirsin. Çocuğunla ne kadar harika vakit geçirdiğini ve ne kadar müthiş bir ilişkin olduğunu çokça paylaşarak aslında “iyi bir anne” olduğunu dünyaya ilan etmek istiyor olabilirsin. Bu duruma hiç böyle bakmış mıydın? Mantıklı geliyor mu?
- Kendini Fazla Meşgul Etme: Günü, haftayı, her saatini ve her dakikanı programlayarak ve doldurarak suçluluk hissini bastırmaya çalışıyor olabilirsin. Bunu sadece kendine değil; çocuğuna da yapıyor olabilirsin. İkinizin de hayatları ne kadar dolu ve yoğun olursa o kadar çaba göstermene gerek kalmaz. Suçluluğu göz ardı ettikçe ve düşünmeye/hissetmeye vaktin olmadıkça kendini daha iyi hissedersin. Ama bu davranış yoğun hayatla birlikte tükenmiş hissetmene yol açabilir.
- Bağımlı Davranışlar: Derinde suçluluk ve yetersizlik hislerin varsa alkole, uyuşturucuya ya da belki de gereksiz fazla para harcamaya yönelebilirsin. Bunlarla kendini avutup, hızlı fakat kısa süreli mutluluklarda çareyi arayabilirsin.
- Mükemmel Görünme Çabası: Her şeyin harika olduğuna inanırsan ve dış dünyaya da o şekilde yansıtırsan zamanla öyle olduğuna inanmaya başlayabilirsin. Kendinin harika göründüğü fotoğrafları sıklıkla paylaşırsın, dünyaya iyi olduğunu kanıtlamaya çalışırsın. Kötü görünüp yargılanmaktan, insanların yorumlarından çekinirsin ve derinde acı çekersin ama yine de her şeyi mükemmelmiş gibi yansıtmaya devam edersin.
Herkesin dışa vuruşu farklı. Kimisi sadece genel mutsuzluk ve öfke hissederken, kimisi bunların birkaçının kombinasyonunu yaşıyor olabilir. Ya da bu duygular yaşamın farklı dönemlerinde farklı görünebilir.
Ne dersiniz? Bunları okumak size nasıl hissettirdi?
Bu davranışların hangilerini kendinizde fark ediyorsunuz?
Ya da siz suçluluk, yetersizlik hissettiğinizde bu duygularla nasıl başa çıkıyorsunuz?
Bu davranışları gösteren diğer annelerin aslında derinde başa çıkamadıkları duyguları ve ihtiyaçları olduğunu fark ediyor musunuz?
Hissettiklerinizi ve edindiğiniz farkındalıkları benimle paylaşırsanız çok sevinirim.
Yarın da başa çıkma yöntemlerini yazacağım. Paylaşım bildirimlerini açarsanız kaçırmadan okuyabilirsiniz.
İçten sevgilerimle…
Evet bir çoğunu yapıyorum galiba. Sürekli durumuma çocuğumla yaptığım etkinlikleri paylaşıyorum. Kendimi iyi hissettiriyor çünkü, dışarıdan bakanlar ne iyi anne diye düşünsün istiyorum galiba. Beraber bir çok şey yapıyoruz kızımla. Sonuçta bütün gün beraberiz ve birkaç aydır yalnızca hadi kendin oyna diye teşvik etmeye başladım. Bu bana da iyi geldi aslında. Onun kendiyle geçirdiği zamanlar yavaş yavaş artarken ben daha rahat hissediyorum. Benim de kendimle vakit geçirmeye ihtiyacım var çünkü. Bazen sadece koltuğa uzanmak bile yetiyor. Daha dikkatli olacağım dha az sosyal medyada çocuğumu paylaşacak, geçirdiğimiz her anı keyifle yaşamaya çalışacağım. Daha az sesimi yükseltmeye çalışacağım, inatlasmayacagim. Onun hislerini anlamaya çalışacağım.
Merhaba Damla Hanım, paylaştıklarınız için çok teşekkür ederim. Ne harika farkındalıklar edinmişsiniz. Çok tebrik ederim.. gerçekten mutlu oldum.
Size geç yanıt veriyorum… o zamandan bu yana nasıl gidiyor? bu farkındalıkları hayata geçirebiliyor musunuz?
İçten sevgilerimle…
Sanırım siz bu yazıyı yazdığınızda ben hamileydim. Şimdi başa çıkamadığım duygu birikimleriyle kendime çare arar oldum. En azından oh yalnız değilmişim diyebilmek istedim farklı yazılar okuyarak. Sizin yazınızı okurken kendimi gördüm. Aslında herşeyin bilincinde olup farkında olup tam zıttı davranmak neyin çelişkisi bilemiyorum. Bekarlık hayatımda çevremdeki bazı annelerin eksikliklerini ya da yanlışlarini görüp kendi çapımda akıl vermeye çalışırdım. Biri çocuğuna en ufak bağırsa tüylerim diken diken olurdu. Hele şiddet! Şimdi 2 yaşında erkek evladım var. Görüyorum ki zamanında neyi eleştirdiysem fazlasıyla yaşıyorum. İşin içine girince durumlar değişiyormuş. Hatta karakterimiz bile. Ben böyle biri olmak istemiyorum. Böyle devam etmek istemiyorum. Oğlumu canımdan çok seviyorum. Ama biliyorumki hayalimdeki annelik bu yaşattığım annelik değil. Kendime sözler veriyorum kurallar koyuyorum. Öyle yapma böyle davranma diyorum. Yarından itibaren daha naif ol diyorum. Ama bir an oluyor ki hiç yok yere kan beynime sıçrayıveriyor. Sadece düzelmek ve çocuğuma daha kaliteli bir yaşam sunabilmek istiyorum. Benim bu tavırlarım yüzünden karakteri yanlış şekillensin istemiyorum