Bazı anlarda annelik ya da ebeveynlik çok kolay ve akışta hissedilirken; kimi anlarda çok zorlayıcı olabilir. O karanlık anlarda korkarız, tamamen çaresiz ve ne yapacağımızı bilemez hissederiz.
Aldığım en büyük ders, o karanlık anları da kucaklamak gerekliliği…. onlardan kaçmamak; orada, o anda var olmak ve korkuyla yüzleşmek. Bizlere bazı duyguların iyi, bazılarının kötü olduğu öğretildi. Fakat gerçek şu ki; tüm duygular gerçek ve bir amaca hizmet ediyorlar.
Anne ya da baba olmak; tüm duyguları kabul içinde karşılama becerisi geliştirmeyi gerektiriyor. Unutmayalım ki çocuğumuz henüz yoğun duygularla (öfke, korku, heyecan vb) baş etmeyi bilmiyor; bunu bilmesi gereken bizleriz; çünkü yetişkin olan bizleriz.
Dolayısıyla öncelikle kendi duygularımızı tanımayı ve kontrol etmeyi bilelim. İhtiyaç duyduğumuzda içimizdeki gücü hatırlayıp ona ulaşmanın bir yolunu bulalım. Çocuklarımızın bizim bu konudaki cesaretimize ve liderliğimize ihtiyaçları var. Duygu yönetimini zamanla onlar da bizi model alarak öğrenecekler.
Düşünün ki bir ebeveyn; öfkesinin içinde kendini kaybedip etrafı kırıp döken çocuğuna aynı öfkeyle karşılık veriyor. Bunun sonucu ve çocuğa öğrettiği mesaj ne olur?
Bir de aynı durumda her ne kadar zor olsa da iyileştirici gücünün farkındalığıyla çocuğa sakinlik ve kabul içinde yaklaşıp şefkat gösteren bir ebeveyn düşünün. Bunun sonucu ve mesajı ne olur?